Three Days Grace (2003) - 2
7.Now or Never
"We have no use for the truth / Now's the time for us to lose"
Kararsız olmak, bir türlü odaklanamamak ve çoğu zaman fırsatları kaçırmak... Birçoğumuz bu duruma düşüyor ve sonu gelmez pişmanlıklar yaşıyoruz. İşte bu pişmanlıklar üzerine bir şarkı "Now or Never". Adından da anlaşılacağı gibi bu durumun tek çözümünü "Şimdi ya da asla" demek olarak gösteriyor şarkı bize. Adam'ın nakarattaki inişli çıkışlı vokallerini çok sevdiğimi söylemeliyim. Sorgulayan fakat kararlı bir şarkı Now or Never.
8.Born Like This
"It is not what I took from you / It is not what I stole / We are born like this"
Henüz bir Born Like This canlı peformansı izlemek mümkün olmadı benim için. Zaten çok sık çalınan bir parça da değil. Aslında şarkı, TDG'nin One - X'le yarattığı "We are the one / Hepimiz biriz" felsefesinin bir öncüsü niteliğinde. Giriş kısmında bas gitar dikkat çekici derecede ön planda - çoğu TDG şarkısında bunu bulamazsınız! "Nasılsan öylesindir ve bundan kaçamazsın. Seni sen yapan şeyleri kabullen ki başkaları da kabul etsin." Sözler bu yönde. Müzik olarak ise albümün geri kalanından çok farklı olduğunu iddia edemem. Ama TDG dediğinizde akan sular tıpkı benim için olduğu gibi sizin için de duruyorsa, Born Like This'i seveceksiniz.
9.Drown
"It's hard to fly when you can't even run / Once I had this world, now I've got no one"
Albümdeki favori şarkılarımdan biri Drown. Müziği berbat olsa bile - ki değil - sözlerine bile rahatlıkla vurulabileceğiniz bir şarkı. En baştaki sözler yalnız ve bu durumdan nefret eden, ihanete uğramış bir adamın düşüncelerini ifade ederken, nakarata geldiğindiğinde aslında bu Adam:)'ın yalnızlığından çok da şikayetçi olmadığını, artık bağımsızlığını ilan ettiğini anlıyoruz. "If I needed someone to control me / If I needed someone to push me down / I would change my direction / And save myself before I drown"
Müziğine gelecek olursak şarkının beni vuran yanı vokalleri oldu. Adam her zamanki vokaliyle şarkıyı söylerken, fısıldayarak sözleri tekrar eden kendi sesi ona eşlik ediyor ve şarkı Adam'ın "Save myself before I drown" fısıltılarıyla son buluyor.
"Rolling faster than I'm breathing..."
10.Wake Up
"Where the hell you, when I need you?"
Wake Up'ı albümün bombası ilan etmem hiç de yanlış olmaz diye düşünüyorum. Hiç bilmesem ve bana karışık bir halde ilk iki albümün şarkılarını verseler, hepsini tereddütsüz ayırırdım ama Wake Up'ı mutlaka One - X'e koyardım. Bir kere Adam Gontier'ın sesi daha bir olgun çıkıyor bu şarkıda. Aynı zamanda akustik gitarlı giriş, One - X şarkılarını hatırlatıyor ister istemez.
Sözlerde ise "Aşk ve nefret aynı madalyonun farkı yüzleridir." anlayışı burada da devam ediyor. "Sana ihtiyacım varken hangi cehennemdesin?" Hem ölesiyle bağımlı olmanın hem de nefret etmenin en güzel ifadesi belki de I Hate Everything About You'yla birlikte Wake Up. Aynı zamanda Adam Gontier bize "I am not the man I was before / Önceden olduğum adam değilim" diyerek o zamanlar bir değişimden geçtiğini anlatıyor ve diyor ki:
"Wake Up, ikinci bir şans istemekle ilgili. İkinci bir şans elde etmeye çalışmak ama asla sahip olamayacağını bilmek..."
11.Take Me Under
"Push me under / Pull me further / Take me all the way / Take me all the way"
Albümün en hüzünlü şarkısı. Ancak bu hüzün sizi yavaş yavaş sarıp, ondan sonra gözünüzden birkaç damla yaş akmasına neden olmuyor, tam aksine birden kanınıza giriyor, sizi sarsıyor. Kısacası 1-2 dakika içinde kendinizi yerde karnınızı tutmuş ağlarken bulabilirsiniz.
Şarkı, ölen birisinin peşinden gelen ölme isteğini, ona kavuşma arzusunu anlatıyor. Özellikle Adam'ın "And I've been waiting so long!" çığlıkları, adeta o kişiye bir yalvarma gibi. Take Me Under'ı öylece durup hiç sarsılmadan dinleyememişmdir hiçbir zaman. O an için, yaşamasanız bile o duyguyu hissettiren bir şarkı.
12.Overrated
"You made it / You played it / Your shit is overrated"
Albümün son ve bence en protest şarkısı. Sistemin kölesi olarak doğan ve yaşayan kayıp bir neslin, kendisini yaratan çoğunluğa serzenişi var şarkıda. Kısacası sözleri açısından punk hissiyatına yakın bir duruş söz konusu. TDG'nin geçmişinin de punk olduğunu düşünürsek ilk albüm olması açısından şaşırtıcı bir durum değil. Müziği güzel (Bkz: Bana Three Days Grace'in kötü şarkısını göster, kendimi Palace'ın çatısından atayım.), ancak ilk dinleyişiniz de sizi yakalar mı, orası muallakta. "Live, love, listen TDG" felsefesine sahip herkesin rahatlıkla benimseyeceği bir şarkı; ama albümün zayıf noktası diye bir şey varsa o şarkı, Three Days Grace için Overrated'dır.
One - X Dinleme Rehberi Çok Yakında...